Menu

Cart

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S  Soru: Swami, deneyim ve hayal etme arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz?

 

SwamiYemek yediğinizi hayal ettiğiniz takdirde mideniz dolar mı? Hayal edebilirsiniz bunu, ancak mideniz boş olur; sadece yemek yediğinizde mideniz dolar. Benzer bir şekilde, spiritüel gelişimi sadece hayal ettiğinizde zihniniz huzurlu olmaz, kalbiniz süruru deneyimlemez. Spiritüel gelişimi sadece gerçekten deneyimlediğiniz takdirde kalbiniz süruru deneyimler ve zihniniz de huzurlu olur. Bunu hayal ederek elde edemezsiniz; deneyimlemeniz gerekir. Hayal ve deneyim arasındaki farkı nasıl anlarsınız? Hayal son derece yüzeyseldir ve kısa sürer. Çapati yediğinizi hayal edebilirsiniz, kek yediğinizi hayal edebilirsiniz, fakat midenizde çapati de kek de yoksa, gözünüzü açtığınız anda hakikati anlarsınız. Deneyimlemişseniz eğer, bu deneyim kalıcı olarak sizinle kalır.

Kaynak: İlahi Diskur, no.2 -11 Mayıs 2015 (Sabah) - Kodaikanal – Sri Sathya Sai Uvacha - 10. Cilt

 

 

 

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Ahlaki değerleri hiçe sayan insanların iş hayatlarında başarılı olup kısa sürede müthiş sonuçlar elde ettiklerini görüyoruz. İyi insanların bu başarıyı elde etmeleri ise uzun zaman alıyor. Bu neden böyle Swami?

 

Swami: Bak bangaru (altın olan), bazı konularda senin başarı olarak düşündüğün şey hiç de başarı değildir. Maddi başarı sağlamak için yalan söylemek, terfi edebilmek için açgözlülükle yanlış yoldan gitmek – başarı mıdır bu? Ahlaki olmayan yollardan para kazanmak, her türlü konforu olan lüks şeyleri ardı ardına edinmek başarı mıdır? Bu gibi kişiler dıştan başarılı gibi gözükebilirler, ancak bu kişiler kendi zihinlerinde huzursuz bir yaşam sürmektedirler. Birisi yolda çok hızlı gidiyordu. “Nereye gidiyorsun?” diye sordum ona.

“Bengaluru’ya gidiyorum” dedi.

“Bu Bengaluru’ya değil, Hyderabad’a giden yol” dedim ona.

“Bununla ilgilenmiyorum ben. Çok hızlı gidiyorum ya, yeter bu bana. Bir gayem varmış hissi veriyor bana,” diye cevap verdi.

Ne anlamı var ki bunun? Hızlı gidiyor olsa bile zaman israfı, para israfı, yakıt israfıdır bu. Günün sonunda varacağı yer Hyderabad olacak, Bengaluru değil! Büyük arabası olan birinin arabasını hızlı kullanıyor diye başarılı olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Arabasını yokuş aşağı sürdüğünü görmüyor olabilirsiniz, ne var ki bu kişi eninde sonunda bir kaza yapacaktır. Siz farkında olmayabilirsiniz, ancak bu kişi hakiki amacına ulaşamayacak.

Başkalarının sözüm ona başarılarıyla kendinizi kıyaslayarak zihninizi kirletmemelisiniz. Onlar yanlış yoldan, adharmic yoldan gidiyorlar. Bu yol son derece zevkli gözüküyor olabilir, ne var ki sonunda tehlikeli bir hale gelecek. Kauravalar’da eksik olan neydi? Kamsa’da eksik olan neydi? Ravana’da eksik olan neydi? Hiranyakashipu’da eksik olan neydi? Günün sonunda her biri Tanrı’nın takdiriyle pek de şerefli olmayan bir biçimde ölümle karşılaştı. Sizin başarı olarak gördüğünüz şey sadece kısa vadeli ‘zihin-başarısıdır’, ‘kalp-başarısı’ değildir. Kendinizi gerçekten birileriyle karşılaştırmak istiyorsanız, fedakârlık yapan, bencillikten uzak bir şekilde hizmet yapan insanlara bakın. Kendinizi onlarla kıyaslayın – onların yaşamlarını son derece mutlu bir şekilde sürdürdüklerini göreceksiniz. Kendi başarınızı onlarınki ile kıyaslayın ve kendi fedakarlığınızın ölçüsünün onlarınki ile aynı olduğundan emin olun ki, eşit derecede mutluluğu hak edebilesiniz.

Kaynak: İlahi Diskur, no.7 - 29 Mayıs 2015 (Akşam) – Muddenahalli – Sri Sathya Sai Uvacha – 11. Cilt

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Swami, sen her zaman bize meditasyon yapmamızı öneriyorsun. Meditasyon; konsantrasyon, tefekkür ve meditasyon aşamalarından oluşuyor, fakat biz bunu nasıl uygulamaya koyacağımızı bilemiyoruz. Ayrıca, seninle bağlantı kurmak için meditasyonda ne yapabiliriz? Ben her zaman seninle konuşuyorum, ne var ki bu hep tek yönlü oluyor; hiç senin sesini duyduğum olmuyor. Her seferinde dinlemeye çalışıyorum, fakat duymayı başaramıyorum.

 

Swami: Üç aşama olduğu konusunda haklısın: Aşamalardan ilki konsantrasyondur, ikincisi tefekkür ve üçüncüsü de meditasyondur. Konsantrasyon nedir? Zihniniz bedeninizin içine, kalbinizin içine odaklanmalıdır. Bedeniniz, zihniniz ve kalbiniz, hepsi aynı anda aynı yerde olduğunda – konsantrasyon budur. Bedeniniz bir yerde, zihniniz başka yerde, kalbiniz de bambaşka bir yerde olduğunda – konsantrasyon değil, kargaşadır bu! Konsantrasyon nasıl gelir?

Çocuklardan bir bana şöyle dedi : “”Swami! Sınıfta konsantre olamıyorum. Duyduğumu anında unutuyorum. Lütfen bana konsantrasyon ver.”

“Yemek yerken yemeği ağzının içine koyuyorsun, öyle değil mi? Burnuna veya kulağına sokmuyorsun! Demek ki yemek yerken konsantre olabiliyorsun. Futbol oynadığında topu kendi kalene değil, diğer takımın kalesine atıyorsun, demek ki konsantre oluyorsun. Geri geri yürümüyorsun, baş aşağı uyumuyorsun. Tüm bu şeyler için konsantre olmayı başarıyorsun. Ne var ki, iş ders çalışmaya geldiğinde konsantrasyonu kaybediyorsun, çünkü ilgini çekmiyor. İlgini çekmiyor, çünkü değerini anlamıyorsun. Bir şeyin değerini bildiğinde ona karşı ilgin gelişir ve kalbin de buna eşlik eder. Kalbin eşlik eder etmez, zihnini ve bedenini bir araya getirir,” diye cevap verdim.

Bu nedenle, öncelikle ilgiyi geliştirmelisin. Değerini anladığın için Bana ve içsel olarak benimle konuşup sohbet etmeye karşı ilgiyi geliştirirsen, bedenin ve zihnin onu takip eder. Öncelikle içerden ilgi gelmeli, bu kalben hissedilmeli. Kalp ancak sen bunun değerini anladığında gelir. Baban sana 500 rupi verecek olursa, bu rupiyi cebinde taşırsın ve değerini bildiğin için dakika başı cebini ‘hala duruyor mu’ diye kontrol edip durursun, zira onun cebinde kalmasıyla ilgilisindir. Diğer yandan, bir öğretmen sana çalışman için bir kağıt verecek olursa, o kağıt sınıfta kayboluverir. Bu kağıdın değerini anladığında, onu ancak sınavlardan evvel aramaya başlarsın.

Bu yüzden, ancak bir şeylerin değerini anladığında o şeylere karşı ilgi geliştirirsin. İlgi geliştirdiğinde de kalbin devreye girer. Kalbin bir yerdeyse, ellerin ve kafan otomatik olarak kalbe eşlik ederler. Değerini bilerek bu şeye karşı ilgi geliştir.

Bugün ben sana bu şekilde rehberlik yapıyorum ancak, yaşamın boyunca Tanrı’nın rehberliğini almaya devam etmen acaba mümkün mü? Bugünden sonra yaşamını nasıl sürdüreceksin? Gözlerini sürekli kapalı tutup kör olduğunu mu düşüneceksin? Yoksa gözlerini açma gayretini gösterip hakikati kendi gözlerinle görecek misin? Yaşamını sürdürebilmenin tek yolunun içteki Tanrı ile bağlantı kurmak olduğunu bildiğinde, meditasyonun değerini anlayacaksın – konsantrasyonu geliştirmenin yolu budur işte. Bunu ilk denemende başaramayabilirsin, ancak eninde sonunda başaracaksın.

Tek yönlü iletişime gelince; tek yönlü bir iletişim değildir bu. Aslına bakarsan bu iletişimin hiçbir yönünün olmaması gerekir. Soru sorup cevap almadaki acelen niye? Sadece sessizce otur ve önce Tanrı’nın konuşmasına müsaade et. Niye sohbeti sen başlatmak istiyorsun ki? İzin ver Tanrı sohbeti başlatsın ve eğer Tanrı konuşmamayı seçiyorsa, sadece sessiz ol. Konsantrasyonu bu şekilde geliştirmelisin. Soru sormak için acele etme, sadece şüphelerin ve soruların olduğunda meditasyon yapma. Şüphelerin ve soruların olmadığında bile nasıl meditasyon yapacaksan, öyle meditasyon yap. Öğle yemeği için zil çaldığında yemeğini yemez misin? Aç olsan da olmasan da yemeğini vaktinde yemelisin. Benzer şekilde meditasyon yapmalısın; birkaç problemi çözmek uğruna veya içten birtakım soruların cevabını almak uğruna meditasyon yapmamalısın. İlahi Olanın yakınında sessizce oturmak için sadece bir girişim bu. Bırak İlahi Olan Kendi seçtiği konuda konuşsun. Bazen ebeveynlerin seni aradıklarında hiç durmadan konuşuyorlar, sana asla konuşma fırsatı tanımıyorlar ve senin susup dinlemeye devam etmen gerekiyor. Önce Tanrı’nın konuşması için bir fırsat tanı, sonrasında ihtiyaç varsa sen konuşabilirsin – sohbeti geliştirmenin yolu budur.

Kaynak: İlahi Diskur, no. 10 - 25 Temmuz, 2015 (Sabah) – Muddenahalli – Sri Sathya Sai Uvacha – 12. Cilt

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Diskurlarında pek çok kez Altın Çağdan bahsettin ve Bay Tigrett de bazı videolarında bundan bahsetti. Bu konuda lütfen yorum yapabilir misin, bize bir zaman dilimi verebilir misin ve bu konuda hazırlıklı olmamız için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını söyleyebilir misin?

 

Swami: Ben de işte size tam olarak bunu soruyordum! Altın Çağı ne zaman elde edebiliriz? Ne zaman altın haline dönüşeceksiniz? Tüm kalpler altın hale geldiğinde Altın Çağ olacak. İnsanlar İlahi hale geldiğinde Altın Çağ olacak. Her bir kimse Özünün ve içteki ve dıştaki ilahiliğin farkındalığına erdiğinde, Altın Çağ olacak.  Dolayısıyla, Altın Çağ belirli bir zamanda, bir yere veya belirli bir anda gelmeyecek. Altın Çağ, insanlar değiştikçe ve değişmeye devam ettikçe meydana gelmeye devam edecek. Tüm dünyanın ilahi gözüktüğü bir zaman gelecek, zira herkes gerçek anlamda ‘Bir’liğin ne olduğunun farkındalığına erecek. İşte o zaman dünyanın tamamı ‘Altın Dünya’ veya ‘Altın Çağ’ olarak adlandırılacak.

Bu gerçekten de bireylere bağlıdır. Dünya döndükçe önce Amerika’nın üzerine ışık gelir, çünkü Amerika’da güneş doğmuştur. Dünya biraz daha döndüğünde Japonya’nın, Çin’in, Orta Doğunun veya Afrika’nın üzerine ışık düşer. Dünya döndükçe ışık düşer ve dünyanın o bölgesi aydınlanır. Benzer şekilde, insan Tanrı’ya doğru döndüğünde ve döndükçe o kişi için Altın Çağ olacaktır. O kişinin değiştiği şekilde siz de dünyanın değiştiğini göreceksiniz. Yad drishti tat srishti – görünüz nasılsa dünya da öyledir. Bu nedenle, o kişi için tüm zorluklara rağmen her şey altın gözükecektir. Yavaş yavaş daha çok insan değiştikçe toplumda bu değişikliği göreceksiniz. Bunu deneyimleyecek olan büyük çoğunlukta bir insan topluluğu için bu çok da uzakta değildir – hatta başladı bile. İnsanoğlunun İlahiliğe doğru dönüşü başladı bile. Sadece birkaç sene sonra gittikçe daha çok insanın materyalist bir yaşamdan bıktığını ve günlük arzulardan ciddi anlamda sıkıldığını göreceksiniz. Zengin olmanın, bir aile, daha iyi bir mevki, daha konfor veya güç sahibi olmanın kendilerini mutlu edeceğini düşünmelerine rağmen mutlu olamadıklarını ve bu dünyada her şeyi denemiş olmalarına rağmen mutlu olmadıklarını gördüklerinde, daha yüce seviyeden bir cevap alabilmek için Tanrı’ya dönecekler. Denemedikleri tek şey Tanrı olduğundan bu sefer bunu deneyecekler. Daha yüce seviyeden bir mutluluk için hepsi Tanrı’ya dönecek. Tıpkı dünyanın dönmesi gibi, insanlar Tanrı’ya döndüklerinde ve dönmeye devam ettikçe yavaş yavaş, ülke ülke dünya Altın haline gelecek. Şu anda gerçekleşiyor bu. Bu ani dönüşümü çok yakında göreceksiniz. 5o sene sonra dünyanın tamamının son derece spiritüel bir yere dönüştüğünü göreceksiniz. Bu başladı bile.

Kaynak: 17-23 Haziran 2018 - Boston & Atlanta, ABD - S & C - İlahi Kitapçık

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Swami, Senin bizlere bahşettiğin böylesi yüce bir kutsayışı hak edip etmediğimizden emin değilim. Kuşkularımızı nasıl giderebiliriz acaba?

 

Swami: Tanrı’da hesap kitap yapmak diye bir şey yoktur.

Tıpkı bir anne ile evladı arasındaki ilişki gibidir bu. Anne, çocuğu yargılamaz.

Benzer şekilde bu da Tanrı ile senin arandadır. Daha önce de söylediğim gibi, gerisin geriye İlahi Öz’üne doğru gitmeyi sürdür. Daha başka bir şeyi terennüm etmeyip, bir tek şu mantra’yı terennüm edin: ‘İlahiyim ben; İlahiyim ben; İlahiyim ben.’

Bu mantra, hayattaki tüm negatifliği alıp götürür. Her yerde yalnızca pozitiflik görürsünüz. Muazzam bir cesaretle ve özgüvenle dolup taşarsınız.

İçinde bulunduğunuz her durumda kendi kendinize, ‘İlahiyim ben; İlahiyim ben; İlahiyim ben,’ diye hatırlatın. Buna inandığınız takdirde, yeterli olur.

Kaynak: Sabah, Prema Shanti Ashram’da Gençlik Satsang’ı, 27 Eylül 2018, Escobar

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Swami, bazen, Senin verdiğin şey her ne ise, ona yanıt vermeye karar verdiğimde, bir gayeye erişmek adına, ‘Onu gerçekten hak ediyorsam, Tanrı bana verecektir,’ diye düşündüğüm için, ona ulaşmak üzere çok çalışmak gibi bir motivasyon ediniyorum. Bu his en iyi nasıl kullanılabilir?

 

Swami: Niçin bir beklentiyle iş yapıyorsun ki? Bunu yapmak doğru tavır değildir. Kişi, o işi gerçekleştirmenin sevinci için çalışmalıdır.

Bir nehir, akmaktan ötürü sevinç duyduğu için akar, yoksa birisi onu övmekte ya da alaya almakta olduğu için veya birisi suyundan içmekte yahut ona tükürmekte olduğu için değil. Bir nehrin bu tür şeylerden haberi bile olmaz. Hayat da nehir gibi olmalıdır: Akmanın uğruna akın, zira bu süreçte birçok kişiye yardım edilmiş olur. Bir şey elde etmenin beklentisiyle akıyor olmayın. Herhangi bir faaliyete beklentinizi koyduğunuz anda, saflığını yitirir – Tanrı için uygun olmaz. Beklentiyi ortadan kaldırdığınız anda, saf hale ve Tanrı’ya adanmaya uygun hale gelir.

Çalışmanızdan beklentileri kaldırın; hak edip etmediğiniz hususunu dert edinmeyin, zira işin aslı şu ki, Tanrı’yı hiç kimse hak edemez. Hiç kimse O’nu hak edecek kadar saf değildir. Tüm kusurlarınıza rağmen Tanrı’nın Kendisini size vermesi, Tanrı’nın şefkati sayesinde olur.

Hak edip etmediğiniz hususunu dert edinmeyin; sırf Tanrı’yı hoşnut etmek adına, sırf yapmak uğruna yapmayı sürdürün. Tanrı’nın onunla ne yapmak istediği, O’nun tercihidir. Tanrı’ya, ‘Rabbim, bana hizmet etme fırsatını verdin; bu hizmet, bana verdiğin en iyi armağandır. Daha başka ne isteyebilirim ki Senden? Yüz binlerce kişi bunun ayrımında değil. Hepsi de vakitlerini boş harcamakta. Onlardan biri değilim ben. Bunun için Sana şükürler olsun,’ demelisiniz. Başlı başına bir kutsanmadır bu.

Kaynak: Sai Karuna’daki Satsang, Atlanta, ABD, 22 Haziran 2018

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Lütfen bize, Hindistan ile Fransa arasında hizmet sunmak adına daha fazla fırsat verir misin? Daha fazlasını yapmak istesek dahi, kendi hayatımızda sorunlar olduğunda bunu nasıl yapabiliriz acaba?

 

Swami: Her nerede bir irade var ise, orada bir yol yordam da vardır. Bunu yapmayı gerçekten istiyorsan, Tanrı kapıları açar ve sana bir yol yordam sunar. Daha fazlasını yapmak ve daha fazla hizmet sunmak hissiyatı sende gerçekten var ise, Tanrı sana gerekli fırsatları verir. Senin için daha fazla kapı açar. Sen sadece kendini Tanrı’ya sunmak için, O’na hizmet etmek için hevesli ol ki, O da ihtiyaç sahiplerini sana yollasın.

Fransa’da bir yanda o kadar çok bolluk varken, diğer yanda aşırı derecede yoksulluk var – spiritüel açıdan değil de maddi açıdan yoksulluk var. Tıpkı Birleşik Krallık’ta saliklerin yaptıkları gibi, Fransa’nın tüm halkı adına, gıda temini faaliyetinizi daha fazla kişiye yayın.

Yenilenler bir gecede hazmedilebilir, ama gıdaya eşlik eden sevgi yiyenlerim kaplerinde sonsuza kadar kalır. Tanrı’nın onları mutlu kılacak olan sevgisidir işte o sevgi. Sonra, Tigrett’in dediği gibi, bir şefkat aktivitesi bir diğerine yol açar, o da bir başkasına yol açar ve bu şekilde tüm dünyaya yayılır.

Hizmet ederken, birilerine yardım ettiğinizi sanmayın. Söylediğim gibi, “Herkes ve Her Şey, ‘Bir’dir.” Yemek yerken ne ellerin agza yardımcı olması ne de ağzın mideye yardımcı olması söz konusu olur. Hepsi de aynı bedene ait uzuvlardır. Dolayısıyla burada söz konusu olan, sadece, yardımcı olmanız değil de birbirinizle paylaşmanızdır.

Önümüzdeki yıl geleceğim. O zamana kadar daha fazla iş çıkarmalısınız. Üstadınızın gelmesi sizin dönüşümünüzde yansımadığı takdirde, Üstadınızın gelmiş olduğunu ve sizlerin Üstadınızla buluştuğunuzu insanlar nasıl bilebilir ki? Bu salondan çıkıp dışarıya adım attıktan sonra, daha fazla kişiye hizmet ederken daha ilahi, daha sevgi dolu ve daha şefkatli biri olmanız gerekir. İşte o zaman, çevrenizdeki insanlar da, “Aa!” diyecekler. “Demek ki, o akşam bir şeyler gerçekleşti. Üstatla buluşmuş olsalar gerek – bu sayede daha ilahi bir hale gelmişler.”

Vakti zamanında, Krishna’nın yaşadığı köyde herkes kendi evlerindeki kandilleri uyandıracak alevi Krishna’nın evinden temin ederdi. Kültürleri böyleydi. Bunun derin bir anlamı da vardı. Krishna ilahi olduğundan, Krishna’nın ışığı da ilahi nitelikteydi. Bu nedenle, her gün hava kararmadan önce herkes Krishna’nın evine gelir ve sırf kandilleri için alev tedarik etmekle kalmayıp, bu ilahiliği kalplerindeki alevi uyandırmak ve karanlık evlerine götürmek üzere de ödünç alırlardı. Sizler de aynı şekilde, bu sevgi alevini buradan alıp kalbinizde uyandırın ve gidip çevrenizdeki herkese yayın.

Kaynak: Fransa’ya yapılan İlahi Ziyaret, 2 Nisan 2018 – Paris’teki Öğleden Sonra Satsang’ı

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S  Soru: Swami, ben kendim farkındalığa ermeden önce, bu kutsal yolda yürüsünler diye başkalarına davette bulunmam doğru olur mu?

 

SwamiEvet. İlahilik yolunda yürümeleri için başkalarını davet etmek, o kişilere bu yolculukta sana omuz verenler ya da sınıf arkadaşları olarak muamele ettiğin sürece senin vazifendir. Ne var ki, sırf onları davet ettin diye onların guru’su gibi davranmaya başlarsan, anında kaçarlar. Tavrın, ‘Birlikte öğrenelim, birlikte gelişelim,’ tarzında olmalıdır.

Ne yazık ki, bazen insanlar birkaç tane spiritüel kavram öğrenip, papağan gibi başkalarına anlatmaya başlarlar. Böyle bir yaklaşım hiç kimseyi motive etmeye yaramaz. Başkalarına vaaz vermemelisiniz. Fakat bu yolda yaşadığınız deneyimleri daima paylaşabilir ve nerede sağa ya da sola döneceklerini, nasıl ilerleyeceklerini öğrenmelerinde yardımcı olabilirsiniz. Kendinizin mükemmel hale gelmeniz ve ancak ondan sonra yardım etmeniz için beklerseniz, artık çok geç olabilir.

Uvacha 16 - 21 Mart 2016, Sabah, Amagi Sans, Shizuoka, Japonya

 

 

 

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S  Soru: mukti’yi (kurtuluşu) arzulayarak seva yapma arzusu, bencillikten uzak bir hizmet midir yoksa bencilce bir hizmet midir?

 

Swamimukti’yi arzulamak, bencilce bir arzu mudur yoksa bencillikten uzak bir arzu mudur? mukti’nin ne olduğunu anlaman gerekir. mukti, bir ormana gitmek, bir mağarada saklanmak, yemek yememek, uyumamak ve ātma’yı deneyimlemeye çalışmak değildir – mukti bu değildir. Şayet şimdi ve burada bağımlı değilsen, bencillikten uzak haldeysen, mokşa’dır bu – kurtuluşa erer ve özgür olursun.

mokṣa özgürlüktür. Neyin özgürlüğüdür bu? Kendi arzularınızdan, kendi küçük hesaplarınızdan ve kendi bencilliğinizden kurtulmanın özgürlüğüdür bu.

mukti’yi edindiğiniz anda, yani kendi bencilliğinizden kurtulduğunuz anda, herkese muazzam yararınız dokunur. Bencillikten uzak hale geldiğiniz anda, her şeyde Tekliği görürsünüz. Bir anda, toplumdaki en yararlı kişi haline gelirsiniz. Demek ki, mukti, bencillikten uzak bir arzudur. Neden peki? Zira mukti’ye erdiğiniz anda, bencillikten uzak hale gelirsiniz – ve bencillikten uzak hale geldiğinizde de çevrenizdeki herkese çok yararı dokunan biri haline gelirsiniz. Ben derim ki, yapabileceğiniz en iyi hizmet, bencillikten uzak olan örnek bir kişi olmaktır – ve siz kendi bencilliğinizden kurtulmadığınız takdirde bu da mümkün olmaz. mokṣa ya da mukti, bencillikten yola çıkıp bencillikten uzak olmaya gitmekten başka bir şey değildir.

İşte o zaman tüm Yaratılış’ın Tekliğini deneyimlersiniz ve kalbiniz de kendiliğinden herkes ve her şey için sevgi ve şefkat duyar. Bu durumda, tüm insanlara yardım etmek üzere kapasiteniz dahilindeki her şeyi yaparsınız. Dolayısıyla, mukti bencillikten uzak bir arzudur.

24 Haziran 2018 | Satsang, Los Gatos, Kaliforniya

 

 

 

SAİ UVACHA'DAN YAPILMIŞ
SORU CEVAP ALINTILARI

 

S Soru: Birçok kez, aile, seva ve iş de dahil olmak üzere her şeyin Swami’nin işi olduğunu belirttin. Senin işini ne zaman yapmamız gerektiğini nasıl bileceğiz? Yeni baba olmuş biri olarak yaşamda her şeyi dengelemekte zorlanıyorum.

 

Swami: İster evde ol, ister satsanga’da, her ne yapıyorsan yap, tüm eylemlerini Tanrı’ya sunduğun sürece bu eylemler hizmet halini alırlar. Eylemleri yaptığın andaki tavrın, eylemin ne hal alacağını belirler. Tavrın Tanrı’yı memnun etmekten yanaysa, o zaman tüm işler ibadet halini alırlar. Tavrın kendini memnun etmekten yanaysa, o zaman ibadetin tamamı iş halini alır. İşleri doğru tavırla yapmak, Tanrı’ya ulaşmana yardımcı olur.

Yaşlandıkça yeni roller alırsınız. Bazen yeni rolleri eski rollerle birlikte yürütürsünüz; bu nedenle rollere öncelik vermek önemlidir. Öğrenci olmayı seçtiğinde, önceliğin öğrenimindi. Yaşın ilerledikçe profesyonel biri oldun; işin ön plana, derslerin ise ikinci plana düştü. Profesyonel bir işin varken bir eş oldun ve bu nedenle önceliğin evin oldu, işin ikinci sıraya düştü. Şimdi çocuğun olduğuna göre, önceliği o aldı ve evin ikinci plana düştü. Üzerine aldığın bu yeni rolün daha çok dikkate ihtiyacı var.

Çocuğunu, ‘Bu çocuk benim ve onu önemli bir bilim adamı veya doktor yapacağım,’ şeklinde düşünerek yetiştirme. Bu çocuğun Tanrı’dan sana verilmiş bir armağan olduğunu, saf bir ruh olduğunu, onun bu saflığını koruman gerektiğini hissederek yetiştir onu – büyüdüğünde Tanrı haline gelmesi için yardım et ona. Çocuğu Tanrı’ya bu hislerle geri sunarsan, bir baba olarak iyi bir iş çıkarmışsın demektir.

Tanrı’nın malının ve hediyesinin sadece güvenilir bir emanetçisi olduğun hissiyle çocuğunu büyüttüğün takdirde, doğru bir tavır sergilemiş olursun. Kalbin sana çeşitli görevlerin arasında ne şekilde zamanını bölmen gerektiğini söyleyecek. Bu hisle yaşarsan eğer, Tanrı her an, her dakika doğru şeyi doğru zamanda ve doğru şekilde yapman konusunda sana rehberlik edecek.

3 Şubat 2017, Sai Anandam, Gençler için sabah satsang’ı, Singapur

Sayfa 1 / 11

Yeni Resmi Websitelerinin Linkleri

OTURUM Aç YA DA KAYIT OL